Çocuğunuz “sıkıldım” diyorsa üzerinde durulası birkaç nokta;
1.“Canı sıkılan bir çocuk” ! keşfet, öğren, fark et anı! kaçırmayın.Şayet böyle bir çocuğunuz varsa 12 adımı takip edin.
2. Çocuğunuz “canım sıkılıyor” ifadesiyle ne anlatmak istiyor, ne tür bir ihtiyaç içinde anlamaya çalışın.
3. Gözlemleyin. Ne zaman, hangi durumda, hangi sıklıkta bu ifadeyi kullandığına bakın. Bu size sıkılma durumunu, çocuğunuzu ve çocuğunuzla ilişkinizi tanımanız- anlamanız için ciddi ipuçları verir.
4.Önce siz; Kendi ebeveynlik tutumunuza bir bakın. Özellikle aşırı ve ihmalkar ebeveynlik üzerine okuyun, düşünün, paylaşın, gerekiyorsa bir yardım alın.
Aşırılıktan bahsetmişken yaşamınızdaki ( varsa) aşırılıkları bir gözden geçirin. Çocuğunuzun aşırı programlanmış ( bale, piyano, resim, yüzme vb…) hayatı, aşırı oyuncak alımı, verdiğiniz aşırı ilgi, aşırı tepki , aşırı çözümler örneğin “o” sıkılmasın diye 2. bir kardeş yapma gibi…..) üzerine bir düşünün.
5. Önce siz 2; Çocuğunuz sıkıldım diye size geldiğindeki tepkinize bakın.
Elinizde ne iş varsa bırakıp onun sıkıntısını mı gidermeye mi girişiyorsunuz. Kendi oyuncağınızı (ipad, iphone….) mı işe koşuyorsunuz. Bir kaç öneride mi bulunuyorsunuz. Kendisine bir süre vermesini, yapacak bir şeyler bulacağını mı söylüyorsunuz.Hemen yeni bir oyuncak mı satın alıyorsunuz? Onu duymazdan mı geliyor sunuz? vb…
6. Çocuğunuza, onun potansiyeline güvenin. Çocuğunuzun kendini yönetebileceğine, tek başına zaman geçirebileceğine, kendi kendine yetebileceğine, kendini motive edebileceğine ve yaratıcı potansiyeline güvenin, izin verin, destekleyin.
7. Çocukların programlanmamış serbest zaman(lar)a ihtiyaçları olduğunu unutmayın.
8. Gün içinde çocuğunuzu bölmeyin. Bir oyuna daldığında, bir şeye odaklandığında veya bir şeyle ilgilendiğinde saygı gösterin.
9. Aşırı uyarıcılardan veya dış uyarıcılara bağımlı olmaktan koruyun/korunun. Hafta sonlarını evde, televizyonu kapatarak, daha az telefonla konuşarak, oynayarak, kitap okuyarak, dinlenerek, sohbet ederek, yemek yaparak, vs….. geçirilebileceğini “rol model” olarak anlatın, çocuğunuzun sizinle böyle bir yaşantıyı deneyimlemesine ortam yaratın.
9. Aileniz içinde zamanı yapılandırma şeklinize, “zamana” yüklediğiniz anlama, zamanı ve sıkıntıyı nasıl anlamlandırdığınıza ve ne şekilde dillendirdiğinize bakın. Neye, ne kadar zaman ayırıyorsunuz? Birlikte “nasıl” zaman geçiriyorsunuz? Zaman sizin için öldürülecek bir şey mi? Zamansızlıktan ölüyor musunuz? Zamanınız olsa neler neler mi yaparsınız? Gün içinde canınız çok mu sıkılıyor? Sıkıntılarınız bir türlü geçmiyor mu? vb… bir sorun.
10. Can sıkıntısının anlamı üzerinde düşünün; Can sıkıntısı kıymetli bir şey olabilir mi?, Öğrenmenin ve yaratıcılığın habercisi olduğunu hiç düşündünüz mü? Hayatınızda böyle “sıkılmaya” yer var mı? Sıkılmaya bile yer yok mu, tıklım tıklım dolu mu?
11. An’larınızın daha fazla farkına varmaya çalışın.
12. Sıkılın.:)